21 Mart 2013 Perşembe

Smart TV - Sen mi akıllısın, yoksa ben mi? :)


Bunu bir teknolojik inceleme, yorumlama ve bilgilendirme yazısı olarak kullanabilirsiniz. Elimden geldiğince sıkmadan, özet yazmaya çalışacağım. (Bir önceki yazıya da böyle başladım, bitireMEdiğimde !?! saat sabahın 3’ü ve Word’de 5.sayfadaydım.) O yüzden o yazıyı iptal edip burada tekrar kısa kısa notlar halinde yazmaya karar verdim.
Bir süredir 3D LED TV bakıyordum. Kafamdaki belli bir marka ve modeli beğenip aldım. Önceden de araştırmış olmama rağmen bir çok özelliğini sahip olduktan sonra test etme olanağı buldum. Bir kısmının da TV’nin teknik özelliklerinde direk açıklamadıklarını düşündüğüm için sizlere ışık tutacağını umarak burada paylaşmak istedim. (Ben bile bilgisayar alanında çalıştığım halde çok zorlandım bazı kısımları çözerken.) Ayrıca bazı sorularıma LG yetkili servisi ve Müşteri hizmetleri bile cevap veremediler. Onları da arayıp buldum. İşte tüm bulduklarım aşağıda:
Özellikle incelediğim marka/model = LG LM660S 47” tir. Ama bunun yanısıra genel bilgiler de vermeye çalışacağım:



·         TV’leri genel olarak 3 kategoride inceleyebiliriz: Plazma, LCD, LED
·         Plazma: Enerji tüketimi diğer ikisinden yüksek, parlaklık bir miktar daha düşük (özellikle aydınlık ortamlar için tavsiye edilmiyor), küçük ebatlarda bulunamıyor. Ama oldukça ucuzlar. Fiyat performans oranı aslında gayet iyi ! Teknik olarak LCD ve LED’de bulunan tüm menülere vs. sahip olabiliyorlar. Üstelik çok hareketli sahnelerde daha akıcı bir görüntü sağlıyorlar. (Futbol maçları ve aksiyon filmleri gibi)
·         LCD: 2.nesil panel TV diyebiliriz. Bir süre öncesine kadar epey revaçtaydı. LED teknolojisi daha yeni ve iyi olduğu düşünüldüğü için pabucu dama atıldı. Artık çok tercih edilmeyen ara bir katman olarak kaldı.
·        LED TV: Aslında kendi içinde, gerçek LED ve normal LED diye ayrımı var, çoğu kişi bilmiyor. Her pixel ayrı aydınlatıldığında gerçek LED deniyor ve fiyatları normal LED’lere göre çok daha yüksek. Bu yüzden aynı marka aynı ebat içinde bile fiyat farkı çok olabiliyor. Dışardan TV’ye sadece EBAT ve bir iki özellikle ilgili bakarsanız yanıltıcı olabilir. Çünkü dışardan bakınca anlaşılmayan, çok teknik detaylara göre fiyatlar çok değişebiliyor. Uzman yardım almak şart ! Enerji tüketimi az, küçük ebatlarda bulmak mümkün (mutfak vb için), teknolojik olarak yeni sayılır.
·         Yanlış !: TV’lerde özellikle Hz(Hazreti değil, Hertz) değerleri kıyaslama alışkanlığı var. Eski tüplü TV’lerimiz 50-60 Hz civarındaydı. Max 100 olurdu. 100 ve sonrasında insan gözü farkı pek ayırt edebilecek düzeyde değil. Bu da piyasadaki en eski panel TV’lerde bile mevcut. 200-400, 800 Hz aslında gerekli değil. Ayrıca bir çok LED TV’de bu değerler gerçek değerler değil, işlemci ile simüle edilerek ulaşılıyor. (Fotoğraf makinelerindeki optik zoom ve dijital zoom gibi yanıltıcı değerler ve sonuçlar) Plazmalar gerçek Hz değerleri üzerinden nitelendiriliyor.
·         3D !: Kendi tecrübelerime dayanarak 3D de henüz bir zorunluluk değil. Ben beklediğimi bulamadım. İnsan ister istemez Sinema ile kıyaslıyor. Orada da ekran büyüklüğü ve ses sistemi gerçekten iyi olduğu için 3 boyut deneyimi çok daha gerçekçi. Evde o kaliteyi göremedim. Kayıtlarla da alakalı. LG’nin kendi demo’su harika. Ama diğer 3D filmler aynı keyfi aynı gerçekliği vermiyor. Normal TV yayınını da 3D göstermeye çabalıyor ama gereksiz..



·         Gözlük: 3D için TV yanında aktif ve pasif diye iki tip gözlük geliyor. Aktif = pille çalışan, pasif, pilsiz. (Tabi çalışma prensipleri de bununla ilgili olarak değişiyor.) Bazıları pilli daha iyi 3 boyut deneyimi sunuyor diyor, bazıları pilli olanlar baş ağrıtıyor izlerken diyor. Tercih size kalmış. Bende pasif olanlar var. Malzemesi oldukça dandik. Çok kolay kırılabilir. Zaten camları cam değil, mika gibi bişeyden yapmışlar.

·         

Akıllı Kumanda: Alırken tercih sebebimdi. Aldıktan sonra gerekmediğine karar verdim. Akıllı TV olunca onu internete girmek için Browser gibi de kullanmak istersin. Browser olunca klavye ihtiyacın da oluyor. TV’ye ek kablosuz klavye/mouse alacaksan akıllı kumandaya ihtiyaç kalmıyor. Alternatif olarak akıllı telefon veya tabletiniz varsa, LG’nin mobil cihazlar için Remote uygulaması çok başarılı. Kısacası akıllı kumanda yerine geçebilecek 2 önemli bileşen daha var. Kablosuz klavye/mouse ve mobil uzaktan kumanda uygulaması.

Bir de akıllı kumandayı kullanmaya kalktığınızda ekranda mouse imlecinin belirmesi vakit alabiliyor.

·         


     LG Remote: (Mobil uzaktan kumanda uygulaması) Çok başarılı bir ürün. Iphone ve Android cihazlar için mevcut. Mouse, klavye, hatta mini TV özelliği var. Ancak TV’deki görüntünün mobil cihazdan da görülebilmesi için sadece belli TV modelleri destekleniyor. (Android: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.lge.tv.remoteapps - MiniTV : Continuously watching live channels on your mobile device. (Only support from LM9600, LM9500, LM9400, and LM8600 in case of 2012 TV models )
Örnek video:
·         
      DVR (Kayıt Özelliği): Kanal kaydetmek için TV içinde hazır DVR özelliği mevcut. ANCAK ! 8GB USB desteklemiyor. Denedim çalışmadı. Sanırım belli bir boyutun üzerinde disk istiyor. 32GB ve üzeri olabilir. Disk TV’ye takılıp kayıt yapılmak istendiğinde kendi bildiği bir formatta tüm diski formatlıyor ! Yani bilgileriniz silinecektir. Ancak bu diski tekrar bilgisayardan açamıyorsunuz. Kendi anlayacağı bir şekilde formatlıyor. Yani kaydettiğiniz TV görüntülerini daha sonra bilgisayar üzerinden direk izlemeniz mümkün değil.
DVR kayıt özelliği HDMI girişlerden veya analog (eski tip anten kablosu) girişinden gelen yayını kaydetmiyor. Sadece TV üzerinde gelen Uydu receiver’daki yayınları kaydedebiliyor. !!! Burası da benim için önemli bir kayıp oldu. Çünkü TV üzerinde gelen HD uydu alıcı’da şifre çözme özelliği olmadığından Digiturk, Teledünya gibi şifre çözücü kartlı sistemleri kullanmak istediğinizda CI Module denen ayrı bir kart almanız gerekiyor. Devamı aşağıda;






·         Uydu Receiver: Cihazın üzerinde HD bir uydu alıcı geliyor. ANCAK ! kart kullanan receiver’ınız varsa (ki çoğu kişide bunlardan var zaten) uydu yayınını TV’ye takmanın anlamı yok. Çünkü kanallar açılamıyor. CI modülü eksik uyarısı veriyor. Şifre kartını takabilmek için ayrıca CI Modül satın almak gerekiyor. (Yayını yapan kuruluş satıyormuş.)



·         Uydu ayarları: Ben yine de binada var olduğu rivayet edilen Hotbird merkezi uydu yayınını test etmek istedim. TV’ye bağladım, ayarlardan otomatik arama yaptırdım. Hotbird uydusunu seçtim. 30-40 kanal buldu. Ama hemen hepsinde CI modül yok hatası verdi. 1-2 TRT gibi kanallar açılabiliyordu. Uzun uğraşlar sonucu bunun CI modül hatası değil, otomatik arama yerine girilmesi gereken bazı değerler  olduğunu buldum. Bunları girince (doğru değerleri) 900 kanal buldu, hepsi de açılıyor. Bulduğum forum linki: http://forum.donanimhaber.com/m_62269572/tm.htm
Değerler:


---------- Uydu seç 
---------- LNB Frekansı <9750> seç 
---------- Uydu Alıcı verici <10970>seç 
---------- 22KHz Tone (bu kısım soluk gelicek değiştirilmez) 
----------LNB Gücü  
---------- DiseqC  


---------- Uydu seç 
---------- LNB Frekansı <9750> seç 
---------- Uydu Alıcı verici <10719>seç 
---------- 22KHz Tone (bu kısım soluk gelicek değiştirilmez) 
----------LNB Gücü  
---------- DiseqC  




·         TV’deki uygulamalar: TV’nin içinde gelen LG’nin sunduğu uygulamaların hemen hepsi de bana kullanışsız geldi. Bir çoğu LG’nin kendi merkezi üzerinden aktive oluyor. Yani örneğin TV’nin facebook uygulamasını açıyorsunuz, login olacaksınız. Facebook hesabınız üzerinde LG uygulaması yetki istiyor. Bu durumda tüm bilgilerinize artık LG de ulaşabilir hale geliyor. Son derece güvensiz. Facebook’taki arkadaşlarınızı vs. görebiliyorsunuz. Ama duvarda paylaştıkları fotolar, videolar vs. görünmüyor. Tıpkı twitter gibi sadece yazdıkları başlıklar mevcut.


Youtube uygulamasını başarılı buldum bir tek. Youtube hesabınızı girerseniz eski izledikleriniz vs. görebiliyorsunuz. Bir de cep telefonunuzla TV’deki youtube uygulamasını eşleştirirseniz, cepten açtığınız bir video’yu TV otomatik yayınlıyor.






Mobil cihazlarda hızla artan minik ve kullanışlı uygulamalara benzetilmeye çalışılmış ama hiç alakası yok ve kullanışlı değiller ! Güvensiz olduklarını zaten yukarıda belirtmiştim.









·         WIDI (Wireless Display özelliği) : Menülerde gezerken TV’de görüntü paylaşın vs. yazıyordu. Widi özellikli cihazlardan görüntü paylaşılabilir. Ama bunu yapmak için epey uğraşmam gerekti. Temel olarak WIDI intel’in bir teknolojisiymiş. Belli intel komponent’lerine sahip bilgisayarların ekran görüntüsü network üzerinden (wireless) VGA veya HDMI kabloya ihtiyaç duymadan görüntüyü TV’ye aktarabiliyor. Hem de sesle birlikte! Yani bilgisayarda açtığım bir video’yu TV’den takip edebiliyorum, arada kablo olmadan.
Çalışır hale getirmek oldukça zor oldu. Intel makalelerinde 4 komponent üzerinde duruyor:
http://www.intel.com/support/wireless/wtech/iwd/sb/CS-031109.htm
http://www.intel.com.tr/content/www/tr/tr/architecture-and-technology/intel-wireless-display.html




o   Display Driver Update
o   Network Driver Update
o   Intel Widi
o   Intel Widi Widget
Doğru sırayla doğru bileşenler kopyalandığında çalışır hale geliyor.










·         Kablosuz ağ: Bence bu önemli bir özellik. Artık kimse LAN kablosuyla uğraşmak istemez. Her TV’de olması gereken bir özellik. Evde zaten bulunan internet ağına direk bağlanıyor. Remote control (uzaktan kumanda) mobil uygulamasına aynı ağ’da bulunduğunda erişilebiliyor. Bir de Media Center Uygulaması var. Bunu da aynı ağ’da iken çalışabiliyor. Yani TV’nin tüm özelliklerini verimli şekilde kullanabilmek için, ağa bağlı olması şart.
·         
      Plex Media Center: Bu uygulama aslında freeware bir uygulama. Ama LG kendini bununla uyumlu hale getirmiş. Bir PC’ye http://www.plexapp.com/ adresinden uygulamayı indirip kurarsanız, bilgisayarınızdaki film, mp3 ve/veya jpg’leri yine ağ üzerinden stream ederek izleyebiliyorsunuz. Yani TV’ye USB’den bişey bağlamanıza gerek kalmıyor. Bilgisayarınızda kullanıma açtığınız klasörleri, ağ üzerinden görüntüleyip istediğinizi açabiliyorsunuz.




·         P.I.P.  Yanılsaması: P.I.P. yani picture in picture özelliği, hani şu bir kanalı izlerken köşede bir başka kanalı açma olayı. Dizi izlerken maç başladı mı? Ya da haberleri takip ederken öbür kanalda yarışma başladı mı diye bakılmasına olanak sağlayan şey.  TV’nin teknik özellikleri tablosunda bunun var olduğu yazıyor. Tabiki yanıltıcı bir farkla ! TV’de home screen yani uygulamaların yer aldığı ekrana gidildiğinde mevcut kanalın görüntüsü sol üstte küçülerek yayına devam ediyor. Ama bu gerçekten bir P.I.P. özelliği değil bence. Yani bir başka kanalı izleme olanağı yok. Üstelik bir uygulama açtığınız anda önizleme penceresi  kapanıveriyor.
·          


4 Mart 2013 Pazartesi

PORTATİF DART BOARD’U NASIL YAPILIR?

PORTATİF DART BOARD’U NASIL YAPILIR ?


Sizler de benim gibi dart’a merak saldıysanız hayatınızın her noktasında sıkıldığınızda dart atmak veya evde, iş’te, kısacası fırsat bulduğunuz her yerde dart atmak, antreman yapmak isteyeceksiniz. Çünkü antreman bu işin bel kemiğidir. Ayrıca günlük sıkıntıdan, stresten, yoğunluktan uzaklaşmak için de birebirdir. 

Burada size bulunduğunuz ortama zarar vermeden ve istediğiniz her yerde hızlıca kurup kullanabileceğiniz bir board ortamı anlatacağım. Belki daha kullanışlı, ve portatif olanları vardır. Bu bir DIY (Yani do-it-yourself) projesidir. Lafı daha fazla uzatmadan:
Gerekenler:
- 1 adet tercihen kullanılmış board
- 1 adet gergi kayışı (yaklaşık 5m)
- Köpük (strafor)
- Sunta vidası ve metal sabitleyiciler
- Ve diğer gerekli el aletleri (tornavida, maket bıçağı ve metre yeterli sanırım)
 


Mavi olarak gördüğünüz gergi kayışı. Dişli mekanizma sayesinde tıpkı bir kemer gibi bir ucu diğer metal tokaya sabitlenir ve istenilen ölçüde kayışın sıkılması sağlanır. Metal sabitleyici dediğim, kayışı board’a vidalarken kullandığım metal klavuzlardı. Direk vidalarsam vida kayışı keseceğinden destek olacağını düşündüm.
 


Herşey hazır, çalışmalara başlayabilirim.
 

Board’un arkasında normalde tam merkezine denk gelen kalın bir vida bulunur. Board bu eksen çevresinde döndürülebilir. Böylece çok eskimiş sürekli çalışılan bir bölge varsa bu bölge örneğin board saat yönünde 5-10dk’lık ölçü ile çevrildiğinde daha az yıpranmış bölge ile yer değiştirmiş olur. 
! Ancak ben board’u portatif olacağı için merkezinden sabitlemek yerine hem alttan hem üstten kayış’a sabitledim. 
Dezavantajı: istediğiniz zaman board’u çeviremezsiniz.
Avantajı: Board istemsizce ekseninden dönmez. Daha sabit durur. Bir de kapıya havada askıda kalacak şekilde duracağından sehim yapmaz.

** Püf noktası ! Kayışın 20 ve 3 puanlarıyla birebir düz bir hatta yer alması önemlidir. Yoksa kapıya astığınızda board’un yamuk olduğunu görürsünüz.
 


Board’u kayış’a monte ettiniz. Köpüğüde board ile işaretleyip sonra daire şeklinde kesebilirsiniz. Ben köpüğü iki parça halinde tutup daha sonra birleştirdim. Böylece çalışması daha kolay oldu. Burada püf noktası mümkün olduğunca dar bir kesit olursa köpük board’un üzerine tam oturacaktır.


 
Ve işte bitmiş hali. Kapı çevresinden kayışı geçiriyoruz. Birinden yardım almanız gerekebilir. Gerebildiğiniz kadar gerin. 



Daha sonra tıpkı dart mekanlarında olduğu gibi arkasındaki boşluğu almak için arkasına karton veya köpük benzer malzemeler sıkıştırın. Bu hem board’u daha sabit tutacak, hem de kapıda oluşacak çarpma seslerini min.a indirecektir.



  
Artık oynamaya hazır. Afiyet olsun. (evinizde, iş yerinizde, tatilde, hatta arabada giderken.. -yok artık arabada olmaz - dilediğiniz yerde kapı bulduğunuzda oynayabilirsiniz. Çalın kapıyı, gergiyi geçirin, atmaya başlayın. :)