16 Ekim 2011 Pazar

Ölümden Sonra İnternet Var mı?

Bir süredir yine kafamda harmanladığım bir yazı olacak bu.. Sadece kafamda değil, ruhumda da bir türlü bir yere koyamadım bu konuyu. Bu yüzden birileriyle paylaşmalıydım. Umarım yazı bittiğinde sizlerin de kafasında bir soru işareti oluşur veya yapacağınız yorumlar olur. Merakla bekliyor olacağım..

Konunun çıkış noktası şu aslında, her zamanki gibi sosyal ağların yaygınlaşması. Her gün oraya bir sürü şey yazıyorum, arkadaşlarım yazıyor. Fotoğraflar yayınlıyorum, kimi zaman anlık mesajlar, kimi zaman sohbetler vs. Birilerine laf atıyorum, birileri bana laf atıyor. Kısacası aslında günü gününe tutulan bir günlük gibi hayatımı oraya bir şekilde kaydediyorum. Birine günlük tutun deseniz bu kadar düzenli yazmaz. Twitter da aynı şekilde.

Şimdi konuyu yine biraz başka bir yere götürüp tekrar toparlamaya çalışacağım; yazılı tarih çok eskiye dayanmadığı için çok eski zamanlar hakkında detaylı bilgi edinemiyoruz. Tahminler ve araştırmalar var sadece bununla ilgili. Matbaa'nın icadıyla yaygınlaşan yazı ve oluşan kitap kültürü ile gelişerek günümüze bir çok bilginin gelmesi sağlanmış. Ama doğru ama yanlış, bir dayanak noktası sonuçta. Konuyu nereye getirmeye çalıştığımı fark etmişsinizdir belki. Yazıyla bir çok şeyin aktarımı hızlandı, internetle ise günümüzde doruk noktasında. Dünyanın yarısı uykudayken, diğer yarısında çalışmalar devam ediyor ve eş zamanlı bir proje yürütüldüğünde sanki 24 saat durmaksızın işler yürüyor..

Bunları baştaki konuya tekrar bağlayacak olursak, normalde sizin benim gibi sıradan insanların (tamam mükemmel insanların :) ) hayatını sadece çok yakınında olanlar, onlar da yanında olduğu sürece bilirler.. di eskiden. Bu konuda akla gelecek en ünlü söz tabiki Andy Warhol'unkidir: "Bir gün herkes 15dk.lığına ünlü olacak.." Şimdi hepimiz ünlü değil miyiz artık bir anlamda? -Sosyal ağların gücü'nü bir başka yazımda daha derinlemesine irdeleyeceğim- Şimdilik yine anlatacaklarıma sadık kalsam iyi olacak.

Uzun lafın kısası biri bizi gözetliyor, big brother is watching.. bunlar zaten bilimkurgu olmaktan çıkalı epey oldu, hayatımızda yoğun şekilde var artık. Aklımı kurcalayan kısmı ise hayatın kısalığı. Biraz buruk bir konu olacak, belki içinizde yaşayanlar bile olmuştur. Açıkcası ben yaşamadım henüz. Sosyal ağlar aktif olarak hayatımıza gireli max. 3-5 yıl olmuştur herhalde. Bu zaman zarfında çok sevdiğim birini veya herhangi bir arkadaşımı kaybetmedim doğrusu. Kaybetseydim neler olurdu, ne hissederdim bunu düşündüm. Tabi sosyal ağlarda da var olan birini kast ediyorum. Veya bu giden ben olsam? Arkamda bıraktığım o yazılar, o fotoğraflar, hatta belki bu yazı? İnsanlar neler düşünür, neler hisseder? Ben olsam ne hissederdim O çok sevdiğim birinin arkasından.. İlk bir kaç gün hiç bir şey görmek istemezdim herhalde ona dair. Daha dün bunu yazmıştı, şunları konuşuyorduk demek istemem. Hayatın kısalığı ve anlamsızlığı zaten tüm ağırlığınca hissedilirken bir de O'ndan bu taze anıları görmeye dayanamam. En kötü şaka da şu olurdu herhalde; bir kaç gün, bir kaç ay, belki bir yıl sonra sağ üstte çıkacak bugün onun doğumgünü yazısı.. Unutsan da, unutmak istesen de, zorla gözüne girecek bu. Ölen birinin hesabı kendiliğinden kapanır mı? Atıyorum belki 3 ay girilmeyen bir hesap otomatik olarak önce pasif yapılıp, sonra kapanıyordur. Peki bunu ister miyiz? Belki ondan kalan son anıları silmek istemeyecek kalbimiz bir yandan da. Sanki bu dünyada bıraktığı son hafızaları da siler gibi. Bilgisayardan silmek kolay olsa da bizim hafızalarımızdan silinmeyecek izleri olacaktır elbet. Belki acımız hafifleyince dönüp bakmak isteyeceğiz. Dönüşü olmayacağını bilsek de, acı verse de insan yapar bu garip ritüeli. Eskiye bakıp hüzünlenir, anar birilerini.

İşte böyle, işi bu yönünden hiç düşünmemiştim. Biraz kurcalamak istedim. İçinden de tam çıkamadım. Sosyal ağlar veya elektronik ortamdaki yansımalarımız biz gittiğimizde ne olacak. Sonsuza dek yaşar ve bizi yaşatır mı, yoksa aksine daha çok acı verici mi olur? Çok sevdiğimiz belki birinci derece yakınımızın hesaplarını biz devralıp, kapatmalımıyız, kapatabilir miyiz? Kapatabiliyor olsak, bu ona ve sevenlerine de ayrıca haksızlık olur mu? Bildiğim tek şey var; bu olan biten devinim sadece yaşamımızı etkilemiyor ! Ne dersiniz?

Dipnot: İçinizi çok sıkmamışımdır umarım.. Sevgiyle kalın.
Dipnot2: Eğer paragraf başlarından akrostiş anlamı çıkartmaya çalışan olduysa boşuna aramayın, kısaltma vs. anlamı yok. Sadece içimden geldi.. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder